15 Temmuz akşamı Türkiye çok büyük bir badire atlatmıştır.
Demokrasimize, halkın iradesini yansıtan TBMM'ye, Hükümetimize, Cumhurbaşkanımıza ve halkımıza kasteden üzücü olaylar yaşanmıştır.
Bu elim olayda yaşamını yitiren şehitlerimize İzmir esnaf teşkilatı olarak Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Umuyoruz ki ülkemiz bir daha böylesine acı bir olayla karşılaşmasın ve demokrasimiz güçlenerek yoluna devam etsin.
Milli iradeye karşı gelen, kişisel veya grupsal ikbal ve güç kazanma planlarını onlarca insanımızı öldürerek gerçekleştirmeye kalkanlar, halkımızın sert tepkisi ile karşılaşmışlardır.
Millet darbe heveslilerinin karşısında dimdik durmuştur. Sokaklara çıkmış, tankların önüne yatmış, demokrasiyi askıya almaya kalkışanların heveslerini kursaklarına tıkamıştır.
Millet kendi iradesine, devletine, demokrasiye, umutlarına, evlatlarının geleceğine sahip çıkmıştır.
Demokrasiye sahip çıkan halkımız hala meydanlarda nöbet tutmaya devam etmektedir.
Özetle millet, Cumhuriyet demiştir, milli iradeye saygı demiştir, huzur demiştir, kardeşlik, dayanışma, barış ve umut demiştir.
Milletin mesajını iyi okumak gerekmektedir. İnsanlar sorunların Meclis'te müzakere yoluyla çözülmesini, hukuk sisteminin zedelenmemesini istemiş, 'Paralel' devleti tanımadığını, 'Türkiye'nin Tek Devlet Tek Millet' ilkesini kabul ettiğini vurgulamıştır.
Millet vefasını göstermiştir. Ülkeye hizmet edenleri feda etmemiş, tankların önüne yatmış, verdiği oya, görevlendirdiği yöneticilere sahip çıkmıştır.

ALA BOYANDI

İzmir Esnaf Teşkilatı, bu zor süreçte binlerce yıldır üstlendiği sosyal sorumluluk gereği ve içinde yaşattığı vefa duygusunun yansıması olarak, ülke yöneticilerine ve demokrasiye sahip çıkmıştır.
Esnaf sanatkarlar gündemi, hükümeti ve çalışmalarını yakından izlemektedirler. Sadece son genel seçimlerden bu yana hükümetin esnaf sanatkarlara verdiği sözleri bir bir yerine getirmesi, kesimimize karşı daha duyarlı ve anlayışlı yaklaşması vefakar camiamız tarafından memnuniyetle karşılanmıştır.
Esnaf sanatkarlar kendilerine hizmet vereni, destek olanı, önünü açanı unutmaz ve günü geldiğinde de gereğini yapar.
Burada da böyle olmuştur. İzmir esnafı vefasını ortaya koymuştur.
Verdiği oyun peşine düşmüş, seçtikleri insanların destekçisi, savunucusu olmuştur. Gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemeden devletinin, hükümetinin, idarecilerinin yanında durmuştur.
Kendisine destek olanlardan desteğini esirgememiştir.
Daha sıcağı sıcağına oda başkanıyla, esnaf sanatkarıyla, yöneticisiyle meydanlara, sokaklara fırlayarak bayrak sallayan esnaf teşkilatının üyeleri, meydanlarda mikrofonlardan adaleti, demokrasiyi, hukuku dile getirmişler, bu millete hizmet veren seçilmiş idarecileri ezdirmeyeceklerini, feda etmeyeceklerini haykırmışlardır.
Olayların daha ilk günlerinde Konak Meydanı'nda 30 oda başkanıyla birlikte Birlik yöneticileri halka seslenmiş, onların coşkusunu paylaşmışlardır.
Ayrıca İzmir Birliği örnek bir kampanyayı başlatmış, esnaf sanatkarın kalbindeki coşkuyu ve heyecanı tüm topluma yaymıştır.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği tarafından başlatılan 'İşyerine Bayrak As' kampanyasına birliğe bağlı odaların yanı sıra, işinin ve işletmesinin başında ekmek parasını kazanmak için çalışan esnaf sanatkarlarımız da uymuş, güzel İzmir'in nadide çarşı ve sokaklarını ala boyamışlardır.
İzmir Birliği'nin çağrısına uyan esnaf sanatkar teşkilatı, milli birliğimizin, bütünlüğümüzün, huzur ve istikrarımızın en önemli simgesi olan Türk Bayrağı ile vitrinini, evini, aracını süslemiş, sonuna kadar devletinin ve idarecilerinin yanında olacağını göstermiştir.

GELECEĞE GÜVENLE BAKABİLMEK

Bugünden sonra artık Türkiye'de demokrasinin, darbeye müsaade etmeyecek kadar kökleştiği ortaya çıkmıştır. Bu noktada son derece üzücü darbe girişimi karşısında muhalefet partilerinin gösterdiği darbe karşıtı tavır ve söylemler de demokrasimiz açısından umutlu olmamıza, geleceğe güvenle bakmamıza imkan vermektedir.
Türkiye'de ne ülkemizin demokrasi tecrübesine, ne de 21. yüzyılın yapılanmasına uygun olmayan olaylar yaşanmıştır. Ancak uzun yıllar sonra tüm siyasi partilerin ilk kez bir araya gelmesi, kutuplaşan halkın birbirine daha yakın durması, çürük elmaların tüm kamu kurumlarından ayıklanıyor olması da geleceğe daha güvenle bakmamızı sağlamaktadır.
Bu noktada başta hükümetimiz olmak üzere tüm siyasi partilere önemli görevler düşmektedir.
Bu görevlerden ilki; birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirmek için yeni ortak idealler üretmek, siyasetin dilini yumuşatmak ve Meclis'te daha çok işbirliği yapmaktır.
İkinci önemli görev ise demokrasimizin standartlarını daha da yukarıya taşımak, bunun gerekli yasal düzenlemelerini yapmak olacaktır. En az bunlar kadar önemli bir görev de hukuk sistemimizin yeniden yapılanmasıdır.

ŞİMDİ NORMALEŞME ZAMANI

Türkiye güçlü ve büyük bir ülkedir.
Yaşananlar ekonomimiz üzerinde büyük bir darbe yaratmamıştır.
Dövizde önemli oynamalar yaşanmamış, borsada ciddi düşüşler görülmemiştir. Bankalar normal düzeninde çalışmakta, kredi ve para akışı sürmekte, hukuk sistemi çalışmaktadır.
Esnaf sanatkarlar da olgun ve sabırlı bir şekilde faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Alacağımız, borcumuz olabilir. Ancak mühim olan huzur ve güven dolu bir ortamda yaşamaktır. Günü geldiğinde nasılsa çekler senetler ödenecek, taksitler tamamlanacaktır.
Teşkilatımız için önemli olan sistemin çalışması ve yaşamasıdır.
Şimdi sakinleşme ve normalleşme zamanıdır. Emniyet ve istihbarat güçlerinin işlerini tam yaparak sorumluları bulmasını, mahkemelerin suçluyu/suçsuzu ayırmasını bekleme zamanıdır.
Adalete güvenme zamanıdır.
Şimdi daha güçlü bir şekilde 'Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.'