HyperLink Senin için kırmızı ne demek.. Bizim için hayat demek.. Bir torba umut bağışlamaya ne dersin ??
 
  • Alo Gıda 174
  • ARABULUCULUK
  • Kaçak Ürün Alma
  • Ekmeğini İsraf Etme
  • Kosgeb
  • Dumansız Hava Sahası
  • Su Hayattır
Haberler / Makaleler

Hiper - Grosmarketler Karşısında Bakkal ve Market Esnafının Durumu

Hiper - Grosmarketler Karşısında Bakkal ve Market Esnafının Durumu
 

Bilindiği üzere Avrupa pazarının doyması ile birlikte ülkemize yönelen yabancı sermayeli marketlerin sayısı büyük şehirlerde hızla artmakta ve holdinglerinde sektöre açılmasıyla birlikte marketçilikte büyük bir rekabet yaşanmaktadır. 

       Ülke genelinde sayıları yüzbinleri aşan, emek ve sermayesini birleştirerek çalışan bakkal esnaf sayıları giderek artan hiper-grosmarketler karşısında  zor duruma düşmekte, kısıtlı finansal imkanlarıyla oluşturmaya çalıştıkları atılımları sonuçsuz kalmakta ve işyerlerini kapatma noktasına gelmektedir. 

       Bakkal esnafını son yıllarda en çok rahatsız eden ve satış olanaklarını  sınırlayan unsurların başında hiper-grosmarketlerin özellikle Büyük Şehirlerin her tarafında ve giderek diğer şehirlerde de çığ gibi artması gelmektedir. 

       Hiper-grosmarketlerin üretici firmaların miktar indirimli toptan satışları ile de desteklendiği gözlenmektedir. Ayrıca üretici firmalar tarafından çeşitli promasyonlar sağlanarak ve raf kiraları ödenmek suretiyle bu alışveriş merkezleri daha da uygun koşullarla satış yapabilir olanağa eriştirilmekte ve böylelikle daha cazip satış olanağı sunan yerler olarak özendirici bir imaja sokulmaktadır. 

       Üretici firmalar tarafından daha yüksek fiyatla ürünlerini alan bakkal esnafı ise ürününü satışa sunduğunda müşterisi önünde fiyat artışlarının sorumlusu olarak görülmektedir. 

       Gelişmiş ülkelerde küçük ve orta ölçekli işletmelerin korunduğu, desteklendiği ve gelişmesinin sağlandığı bilinen bir gerçektir. Hiper-grosmarketlerin bakkallara karşı ezici rekabetlerini önlemek bakımından fevkalade önlemler alındığı da bilinmektedir. 

       Bu nedenle, bakkal esnafının alış verişlerini büyük ölçüde etkileyen ve büyük şehirlerde açılan hiper-grosmarketlerin şehir merkezlerinde açılması engellemek için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. 

       Hiper-grosmarketler karşısında bakkal ve market esnafının durumu konusunda hazırlamış olduğumuz bu çalışma ile Ülkemizdeki ve diğer ülkelerdeki  mevcut durum ve ilgili mevzuat irdelenmiş ve öneriler geliştirilmiştir.  


II. HİPER-GROSMARKETLER KARŞISINDA BAKKAL VE MARKET ESNAFININ DURUMU
 

Devlet tarafından teşvik gören ve her gün bir yenisi eklenen yabancı ve yerli sermayenin oluşturduğu dev mağazalar (Hiper-Grosmarket) ya da mağazalar zinciri küçük esnaf ve sanatkarı özellikle de bakkal ve market esnafını olumsuz yönde etkilemiştir.  

Bugün Türkiye ekonomisi içinde çok önemli yer tutan Esnaf ve Sanatkarlar Avrupa Birliği’ne entegrasyon çalışmaları kapsamında şehrin merkezine açılan Hiper-Grosmarket ya da mağazalar zinciri, küçük esnafı kepenk kapatma durumuna getirmiştir. Zaten içinde bulunduğumuz yüksek enflasyonla birlikte ekonomik bir durgunluğun yaşandığı bu dönemde, siftah yapmadan kepenklerini kapatan esnaf ve sanatkar vergisini ödemekte zorlanırken bir de adım başı Hiper ve Grosmarketlerin açılması ve hatta devletten teşvik görmesi küçük esnaf ve sanatkarın özellikle de bakkal, market ve bayi esnafının içinden çıkılmaz sorunu haline gelmiştir. Gelişmiş ülkelerde, Avrupa ve A.B.D’de bu ve benzeri sorunlar en aza indirgenmekte, Devlet küçük esnaf ve sanatkarı koruyucu tedbirler almaktadır.  

       III. TÜRKİYE’DEKİ MEVCUT DURUM 

Bakkal esnaflarımızın en büyük avantajı sayısal çokluğudur. Türkiye’de 2 milyon’u aşan bakkal-bayi esnafı mevcuttur. Bu sayısal çokluk aynı zamanda cirolara da yansımıştır. Ülkemizde bakkal esnafının genel cirodaki payı % 82 civarındadır.  

Ülkemizde esnaflarımızın hipermarketler karşısında uyum yasaları olmadığı için 400 metrekare üzerindeki süpermarketlerin ve hipermarketlerin perakende pazardaki payları 1995’de % 10 iken, 1997 ‘de % 14’e ulaşmış ve şu anki gibi hiçbir düzenleme ve sınırlama getirilmez ise 2004 yılında bu payın % 35’e ulaşacağı tahmin edilmektedir. 

Ülkemizde hipermarketlerin tercih edilmesinin temel nedeni haksız rekabetin doğurduğu fiyat indirimidir. Ve bu durum, tüketicilerimizin alışverişlerini hafta sonlarına kaydırmasına yöneltmiş, hafta içi bakkalımızdan sadece çok temel maddeleri almasına yol açmıştır. 

Devlet müdahalesinden doğan rekabeti engelleyen sorunlar (devlet yardımları), rekabetin olağan işleyişini bozacak şekilde davranan işletmelerin yarattığı sorunlar (anlaşmalar, uyumlu davranışlar, birleşmeler ve damping), işletmelerin rakiplerine yönelik fiillerine karşılık rakiplerin haksız fiillerinden oluşan sorunlar (klasik anlamda haksız rekabet) ve rekabetin mevcut olmamasından doğan sorunlar (hakim durumun kötüye kullanılması) olarak dört gruba ayrılabilir.  

Türkiye’de 4054 sayılı Rekabet Kanunu’nun amacı, mal ve hizmet piyasalarında rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek ve bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır. Bazı durumlarda rekabetin açık ihlali olduğu gibi, bazı vakalar yoruma açıktır. 4054 sayılı Kanunun 4.maddesinin b bendi, eşit durumdaki alıcılara aynı ve eşit hak, yükümlülük ve edimler için farklı şartlar ileri sürerek, doğrudan veya dolaylı olarak ayrımcılık yapılmasını yasaklamaktadır. Ancak burada üreticilerin münhasır bayileri bu yasaktan muaf tutulmaktadır.  

Toptancıların rekabete yönelik olarak belirttikleri bir diğer sorun büyük toptancı ve perakendecilere verilmiş olan teşviklerin bu gruplara getirdiği avantajlardır. Bu sorun aynı zamanda küçük perakendecileri de etkilemektedir. 4054 sayılı Yasanın bu konuya ilişkin bir düzenlemesi bulunmamaktadır. Ancak Avrupa Rekabet Hukuku’na göre, ticari olmayan amaçlarla tahsis edilmiş teşvikler gören bir işletme olmamalıdır, yani Pazar dışında ortaya çıkan etmenlerle ticaret politikaları etkilenmiyor olmalıdır. Sonuç olarak pazarda çeşitli anlaşmalardan kaynaklanan bir esas nedeniyle bir işletme veya işletme grubuna önemli bir öncelik tanınmış olmamalıdır. 

4054 sayılı Yasa’nın 7.maddesine göre, bir veya birden fazla teşebbüsün hakim durumu yaratmaya veya hakim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü veyahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır.  

Avrupa Rekabet Hukuku’na göre de önemli ölçüde aynı olan ürün veya hizmet için uygun sayıda temin kaynağı ve uygun sayıda potansiyel müşteri bulunmalıdır. Hiçbir işletme rakiplerini zorlayabilecek kadar güçlü olmamalıdır, ya da diğer  rakip rakiplerin onun ticaretinin en azından küçük bir bölümünü üstlerine alamayacağı kadar büyük olmamalıdır. Ticari politikalarında karşılaştıkları sorunları her işletme rakipleriyle bir anlaşma yapmaksızın kendi başlarına çözmeye çalışmalıdır. Pazara yeni girecek olanlar diğerlerinin daha önce girmiş olmaları dışında başka engellerle karşılaşmamalıdırlar.
 

       IV. DİĞER ÜLKELERDEKİ MEVCUT DURUM VE MEVZUAT 

         Avrupa’da ikinci dünya savaşından sonra hipermarketlerde genişleme politikaları izlenmiştir. Ve şu an hipermarketleşme Avrupa’da tepe noktasındadır. Doyum noktasına ulaşmıştır. Diğer yandan bu değişimin meydana gelmesi eğitim ve tüketici bilincinin gelişmesine bağlıdır. Ayrıca gelir dağılımının bozuk olduğu bizim gibi ülkelerde bu hipermarketleşme kontrol edilmemektedir. Bu gerçeği yıllar önce gören Avrupa ülkeleri büyük alışveriş merkezlerine ve hipermarketleşmeye sınırlama ve düzenleme getiren yasaları hayata geçirmiştir. Bu gelişmede hipermarket yatırımlarının desteklenmesinin de rolü vardır. 25/05/1998 tarih ve 23297 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Yatırımlarda Devlet Yardımları ve Yatırımları Teşvik Fonu Esasları Hakkında Karar”ın 5.maddesi çerçevesinde hipermarketler, teknopark, bilişim teknolojisi, eğitim,sağlık ve turizm yatırımları da dahil olmak üzere Müsteşarlıkça belirlenecek diğer hizmet yatırımları kapsamında desteklenmektedir. Bu doğrultuda hipermarketlere gümrük vergisi istisnası, yatırım indirimi, makine ve techizat alımında KDV desteği sağlanmaktadır. Doğal ki bu süreçte bakkal esnaflarımızın etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır.  

Avrupa’da Avrupa Birliğine üye ülkelerde serbest rekabetin etkin bir şekilde devamını sağlamak üzere kurallar düzenlenmiştir. Bu amaçla yapılan düzenlemeler rekabetin haksız olarak engellenmesini ve rekabetin normal işleyişinin bozulmasını önleyici tedbirlerden meydana gelir yani çalışabilir bir rekabet kavramı oluşturur. Avrupa rekabet hukukuna göre dağıtım kanallarındaki rekabetle ilgili olarak mağdur olan tarafı korumaya yönelik tedbirler gereklidir. Bu çerçevede, işletmelerin aralarında yapacakları bir anlaşma ile, ticari ilişkide bulundukları taraflardan birini diğerine göre rekabette daha kötü duruma düşürecek tarzda ayrımcı uygulamada bulunma konusunda uyuşmaları yasaktır. Ayrıca belirli şartlara sahip olmayan münhasır bayilikle dağıtım anlaşmaları da yasaktır.  

         Amerikan tüketicisinin tüketim kavramına hipermarketler uymamıştır. Amerikalı tüketici uzmanlaşmış küçük perakendecileri tercih etmiş ve Avrupa menşeli hipermarketlere gitmemiştir. Burada en önemli noktada Amerikalı tüketicilerin alışverişleri tek bir noktadan değil değişik noktalardan yapma alışkanlığın olmasıdır. Bu da eğitim ve gelir dağılımı ile büyük perakendeciliğin açılma hızıyla ilgisini ispatlar niteliktedir. Çünkü burada söz edilen tüketici paranın eşit dağıtılması gerektiğine inanmış ve eğitimini bu yönde almıştır. 

         Amerika’da hipermarketlerin küçük esnafı yok etmesini önlemek için rekabet yasaları çok etkin olarak kullanılmaktadır.  

Amerika Birleşik Devletleri’nde Sherman, Robinson, Patman ve Clayton Yasaları da birtakım yasaklar getirmiştir. Sherman Yasası, ticareti kısıtlayacak her türlü anlaşma, birleşmenin yanı sıra, iç veya dış ticarette tekelleşmeye yol açacak her türlü faaliyeti yasaklar. Sherman Yasasına göre bir pazarda dağıtım kanalına yönelik olarak, nihai fiyat belirlemek, bazı alıcıları boykot etmek ve farklı fiyat uygulamaları yapmak yasaktır. Nihai fiyatı belirlemeye konu olan yasak, dikey bir ilişki ile bir üreticinin sattığı malın tüketiciye verileceği fiyatı belirlemesi veya yatay bir ilişki ile rakip firmaların biraraya gelip fiyatı belirlemeleridir. Alım ve satış fiyatlarının veya diğer sözleşme koşullarının dolaylı veya dolaysız tespiti, üreticilerin, tedarikçilerin veya perakendecilerin belirli bir mal veya hizmetin satış fiyatı üzerinde önceden anlaşmaya varmaları veya bir mal veya hizmetin alıcıların alım fiyatı üzerinde önceden anlaşmaya varmaları yasaktır. Örneğin bir üretici malını sadece kendisinin koyduğu fiyattan satacağını garantileyen aracılara satıyorsa bu fiyatın arz ve talebe dayalı olarak belirlenmesi ilkesini bozacağı için cezaya tabi olmaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi üreticilerin bazı alıcıları boykot etmesi de Sherman Yasasına göre yasaktır. Bir pazarda bir üretici tek başına veya rakipleri ile biraraya gelerek bazı alıcılara satış yapmayı reddediyorsa, bu durum pazarda satıcının alıcıları kontrol gücünü arttıracağından istediği fiyatı koymasını sağlayabileceği için yasaya aykırıdır. Yine bu konuya bağlı olarak, Robinson Patman Yasası’na göre farklı fiyat uygulamaları, örneğin bir üreticinin küçük alıcı ile büyük alıcı arasında indirim farkı yapması yasaktır. Böyle vakalarda genellikle büyüklerin alımda ölçek ekonomisinin arkasına sığınmalarının engellenmesi için olayın tarafsız olarak incelenip bu durumun rekabeti etkileyip etkilenmediğinin takdir edilmesi gerekmektedir. Clayton Yasası da eğer rekabeti engelliyor veya tekelleşmeye yol açıyorsa şirketler arası yönetim ilişkilerini, farklı fiyat uygulamalarını, bağlayıcı anlaşmaları, münhasır bayiliği yasaklar.  

Amerika Birleşik Devletleri’nde Federal Trade Commission Yasası Rekabeti engelleyici tüm davranışları yasaklar. Celler – Kefauver Yasası da rekabeti engelleyici veya tekelleşmeye yol açıcı şirket birleşmeleri veya geriye ileriye yönelik tedarikçi ya da dağıtıcıların birleşmesini yasaklar.  

Almanya’da Ticaret Mevzuatının 11.3.Maddesine göre şehir merkezinde hipermarket açılması yasaklanmıştır. Mevcut hipermarketlerin çalışma saat ve günlerinde kısıtlamaya gidilmiş ve ayda bir Cumartesi hariç, Cumartesi günü öğleden sonra ve Pazar günleri çalışma yasağı getirilmiştir.  

Fransa’da ilk olarak 1973’de düzenlenen ve daha sonraki yıllarda çeşitli değişikliklere uğrayan Royer Kanunu’na göre bir bölgede perakendeye yönelik bir satış noktasının açılmasına izin vermek için; ilgili tüketici bölgesindeki toplam arz ve talep, bu bölgedeki ve ilgilendirdiği yerleşim alanlarındaki küçük ölçekli perakendecilere etkisi ve küçük perakendecilere yönelik rekabetin oluşum şartları gözönünde bulundurulur.  

Royer Kanunu’na göre bir bölgede perakendeye yönelik al-sat tipinde bir iş merkezi veya hipermarket açmak komisyon raporunun sonucuna bağlı. Bu komisyonda ilgili yörenin belediye başkanları, esnaf ve tüketici temsilcileri, trafik konusunda uzmanlar bulunuyor. İlginç olan bu komisyonun açma izni vermemesi, komisyon yasalar çerçevesinde rapor hazırlayıp ilgili yasaların uygulanmasını istiyor. 

Konuyla ilgili 05.07.1996 tarih, 96-603 sayılı Fransız yasası “küçük perakende ve sanatkar ticari faaliyetlerin geliştirilmesi ve desteklenmesini” hedeflemekte ve 1973 tarihli ayni yasadaki değişiklikleri içermektedir.

Anılan bu yasal çerçeve dahilinde faaliyet göstermek isteyen ve küçük tacir veya sanatkar faaliyeti tanımına giren işyerinin 300 m2’ yi aşmaması koşuluyla yerel makamlara (Vilayet Komisyonu’na) başvuruda bulunması gerekmekte ve ilgi sektörde faaliyet yapma müsaadesi aşağıdaki kıstaslar dikkate alındıktan sonra verilebilmektedir.

 

-         İlgili bölgede beher ticari sektörün genel arz ve talep durumu

-         Bölgenin ticari donanım kıstasları ve büyük/küçük yüzölçümlü işyerleri oran ve dengeleri

-         Başvurulan projenin söz konusu oran ve dengeler üzerindeki muhtemel etkileri

-         Projenin doğrudan ve dolaylı istihdam üzerindeki olası etkileri

-         Aynı bölgedeki diğer benzer küçük tacir ve sanatkar faaliyetleri rekabetine olası etkileri 

Vilayet Komisyonu’nun kararı yerel ticari altyapının planlanması ve takibinden sorumlu “Vilayet Observatuvarı”nın veri ve araştırmalarına dayanmaktadır. Söz konusu observatuvarların yerel düzeydeki planlama çalışmaları her sene derlenerek milli bir plan ve program haline sokulmakta, gerektiği yerlerde yeni düzenleme ve değişiklikler öngörebilmektedir. 

Yukarıdaki koşullar 300 m2’ den küçük işyerleri için geçerlidir. Bu yüzölçümü aşan işyeri başvuruları için ayrıca “Ticari amaçlı işyeri müsaadesi” almak gerekmektedir. Söz konusu müsaadenin mutlaka inşaat izninden önce alınması gerekmektedir. 

Öte yandan 6000 m2’ yi aşan şatış merkezleri için özel bir “kamu anketi” gerekmekte ve Devlet Konseyi’nin bu konuda tespit etmiş olduğu kıstaslar dahilinde söz konusu projenin ekonomik, sosyal yansımaları ve yerel yerleşim altyapısına olası etkileri incelenmektedir.  

6 Temmuz 1971 tarihli 426 sayılı Kanun ve 04/08/1988 tarihli 375 numaralı İtalya’da sabit yerde ticari faaliyeti düzenleyen ticaret disiplini mevzuatı genel olarak büyük perakendecilerin şehir merkezinde faaliyet göstermelerini ve mevcut küçük perakendecilere yönelik olarak rekabetin işleyişini bozmamak için çeşitli şartlara bağlamıştır. Belediyeler daha akılcı bir dağıtım mekanizması oluşmasına yardımcı olmak amacıyla satış ağı geliştirme ve uygunlaştırma planı hazırlarlar. Bu plan yerel nüfusun talebi ve sabit ticari kuruluşlar arasındaki optimal dengeyi, sektörün tümünü hesaba katarak tüketiciye işlevsellik ve üreticilik açısından en uygun hizmeti vermek amacını taşır. Bu plan belediye alanındaki mevcut dağıtım kanalının durumunu belirler, bu kanalın gelişimi ve uygunluğunun sağlanması açısından kural ve direktifler yayınlar ve çeşitli mal sektörleri için bu malın satılabileceği en küçük market yüzeylerini saptar. Yeni ticari izinleri vermek için her bölgeye ayrı olmak üzere ve genel ve yaygın tüketim malları satış kanallarındaki her mal sektörü için tek tek izin verilen en üst toplam yüzeyi belirler. Bu şekilde modern tekniklerin de kullanılmasıyla, sistemin gelişmesi ve üretkenliğinin artmasına olanak sağlar, serbest rekabeti korur ve değişik dağıtım şekilleri arasında dengenin sağlanmasına yardımcı olur. Mevcut ticari kuruluşlardan depoları hariç yüzeyi 1500 M2’yi geçen büyük ticari işletmeler de dahil olmak üzere toplam mal satan ve perakende mal satan market ve ticari merkezlere ayrılacak yerleri saptar. Yeni açılacak ve satış yüzeyi 400 M2’yi geçen ticari merkez ve işletmelerin yerleri özel düzenleyici planlar ve parselasyonlarla tespit edilen bölgelerle sınırlı kalır.

        V. SORUNLAR VE ÖNERİLER 

Gelişmiş ülkeler nerede ise 1930’lu yıllarda şimdi bizim yaşadıklarımızdan sonuçlar çıkarıp uyum yasalarını ve esnafı-tüketiciyi koruyan düzenlemeleri hayata aktarmışlar. Amerika’da hipermarketlerin pazar payı 30 yılda ancak %3 artarken bizde hiçbir düzenleme getirilmez ise 5 yılda %35’e ulaşacağı tahmin edilmektedir. Peki bu durumda bakkal esnaflarımız nerede çalışacak... İşte bunun yanıtı yok. 

Tüketicinin, bakkalları tercih etmemesindeki sebepleri ise şöyle sıralıyabiliriz: 

Seçenek azlığı: Süpermarketlerde daha çok markada aynı ürünün bulunabilmesi sonucu seçme hakkı ve kıyaslama imkanı vardır.

Sürat: Az personelin çalışmasından dolayı hizmetteki yavaşlık.

Teşhir: İç dizayn eksikliğinden dolayı, müşteri sadece ihtiyacı olan ürünü almaktadır.

Alan: 30-50 m2’lik mağazalarda müşteri ürünle direk temas edememekte, sadece tezgahın arkasından siparişini vermektedir.

İmaj: yanlış bilgi, bilnçsizlik ve psikolojik etkenlerden dolayı müşterilerin bakkallar hakkındaki olumsuz imajı.

Fiyat: süpermarketlerin, toptancılardan daha karlı mal almalarıyla düşük fiyatlarla satış yapmaları.

Çalışma saatleri: geç saatlere kadar açık olması çalışan kesim için çok büyük kolaylıklar sağlar.

Çeşitli hizmetler: süpermarketlerde her türlü ihtiyacınızı aldığınız gibi, oyun bölümleri, otopark, cafe gibi hizmetlerden de yararlanabilirsiniz. 

Bu nedenle;

           v     Kantin, Vakıf ve market gibi isimler adı altında 5422 sayılı Kurumlar Vergisi muafiyeti kapsamında faaliyette bulunan bu satış üniteleri kira, nakliye, personel, elektrik, su gibi çeşitli giderleri tamamen devlet desteği ile karşılanan bu yerlerin bir de fiş ve faturaları vergi iade kapsamında olması serbest piyasa ekonomisi ile bağdaştıramaz olduğumuz aşikardır. Bu uygulamalar nedeniyle mağdur edilen küçük esnafın, serbest piyasa koşullarında rekabet edebilmesi için kamu kurumu ve kuruluşlarının ticaret yapmamaları sağlanmalıdır.  

v     Hipermarket-Grosmarketler ve bunların oluşturduğu mağazalar zinciri şehir merkezi dışına kurulmalıdır. Bu büyük mağazaların sayısında bir sınırlama getirilmelidir.  

v     Şehir merkezine kurulan Hiper_Grosmarketlerin vergi oranları yüksek tutulmalı, şehir dışına kurulmaları teşvik edilmelidir.  

v     Bakkal ve market gibi küçük esnafın büyük mağazalarla rekabet edeceği eşit şartlarda mal alım imkanının verildiği yani haksız rekabetin önlendiği ortam sağlanmalıdır.  

v     Hiper ve Grosmarketler, devlet tarafından denetlenebilmelidir.  

v     Bu büyük mağazaların çalışma saatlerine bir sınırlama getirilmelidir.  

v     Aynı sokakta pazarın kaldırabileceğinden fazla bakkal bulunmaktadır. Bakkalların birbirine rakip olmamaları için mesafe sınırlaması konması gereklidir.  

v     4054 sayılı Rekabetin  Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde bazı firmaların bakkallar için ayrı, süper/hiper-marketler için ayrı fiyat uygulamaları ortadan kaldırılmalı, buna aykırı hareket edenlere yasal prosedür uygulanmalıdır.  

v     Belediyelere ait Tanzim Satış mağazaları Bakkallar için önemli bir rakiptir. Bu konuya Yerel Yönetimlerin girmemeleri bakkalların lehine olacaktır. Alınacak yapısal tedbirlerle zaten bakkallar Tanzim Satış gibi satış yapabilecektir. 

v     Küçük esnaf ve sanatkarın varlığını koruması için T.B.M.M.’de yasa çıkarılmalıdır. Aksi taktirde yüz binlerce küçük esnaf ve sanatkar kepenklerini kapatarak işsizler ordusuna katılacak ve ileride önlenmesi güç toplumsal yaralar açılacaktır.  

Yasaların gelişmiş ülkeler standardına uygunluğunun yanı sıra, ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısına uyumunun sağlanarak yeni bir yasal tedbirler paketinin hazırlanması gerekmektedir. Bu yasal tedbirler paketinin kapsamı öncelikle Avrupa Birliği’ne girme hazırlıklarını yapmakta olan ülkemizin bu birlikte yer alan haksız rekabetle ilgili tüm yasaların ve uygulamalarının ele alınarak ülke koşulları altında uygulanabilirliğinin araştırılması gerekmektedir. Hazırlanacak yeni yasanın Avrupa Birliği’ne entegre olmayı hızlandıracak ve yasanın uygulamadaki etkinliğini arttıracak nitelikte olmalıdır.

      VI. ESNAF VE SANATKARLAR AÇISINDAN DEĞİŞİKLİK GEREKTİREN

        İLGİLİ KANUNLAR 

v     Rekabet Kanunu 

v     Teşvik Kanunu 

v     Belediyeler Kanunu 

v     Vergi Kanunları   

 


Geri


E-Posta:  
şifre:  
  şifremi Unuttum
Üye Olmak İstiyorum
  • SANAL POS
  • banka hesap
  • İzbakbay
  • ÖZEL ATA SAĞLIK HASTANESİ
  • ATAKALP
  • Sol Reklam Alanı
Copyright 2011 İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası
Bu sitede kullanılan resim ve belgeler orijinal olup tüm hakları İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası'na aittir.
kapat
Konut Projeleri web tasarım