Perakende inanılmaz zor bir sektör!
Bilmeyen yok sanırım…
Ve bu sektörün en kahramanı kabul edilen bakkallardan olmak, çok daha zor...
Günün gereklerine uyum gösterememeleri, elbette en önemli eksiklikleri...
Ancak, bürokratik işlemlerden ve çıkmaz sokak teranelerinden, bıkmış durumdalar.
Onlar söyledi, ben yazdım.

Neler var neler
Vergi dilimleri yüksek,
SGK primlerine yetişmek zor,
Emekli esnafın destek primi ödemesi,
Dolaylı vergiler,
Ekmek satış belgesi,
Hafta tatili çalışma ruhsatı,
İşyeri kayıt numarası,
Tekel belgeleri ve prosedürleri,
İş yeri açma ruhsatı…
Yaz da yaz… Bürokrasi hep onlara sanki…
Üstelik çoğu zaman tek tabanca çalıştıkları için, bu takipler için yeterli ayıracak zamanları da yok, yastık altı kaynakları da…

Cezalar bitmiyor
Çünkü memleketin ortak sorunu, bakkal için de aynı.
Sözgelimi, ne kadar binanın yapı kullanım izni var ki?
İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatı’na gelince sıra, herkes hopluyor havaya.
Nitekim pek çok kentimizde olduğu gibi binaların Yapı Kullanma İzni, ciddi bir sorun olarak karşımızda.
Zamanında olmayan denetimler nedeniyle, binlerce bina sorunlu olarak, ayakta kalmaya devam ediyor.
Söylenen o ki, bu nedenle, dolaylı olarak gelen cezalar, bin liradan aşağıya değil/miş.
İzmirli Bakkallar, Türkiye’deki bütün meslektaşlarının ortak sorununa ışık tutmak istedi.
Özetle diyorlar ki:
- Bürokratik işlemlerden ve ceza ödemekten bıktık. Sıhhi İşyerlerine Ruhsatın Düzenlenmesi başlıklı 12’nci maddede ‘İşyeri açma ve çalışma ruhsatı müracaatı sırasında, bu yönetmelikte belirtilen bilgi ve belgeler dışında başka herhangi bir belge istenemez ve başvuru formundaki beyana göre, ruhsat işlemleri sonuçlandırılır’ denilmektedir. Pek çok ilde, farklı belediyeler farklı uygulamalar yapmaktadır. Üstelik İçişleri Bakanlığı’nın belediyelere gönderdiği bilgilendirmede, 12.10.2004 tarihinden önce yapılan binalarda açılacak olan iş yerlerine, yapı kullanma izni olmadan, ruhsat verilmesinde, sakınca olmadığı belirtilmiştir…

Kısa bir uyarı
İzmir Bakkallar ve Bayiler Oda Başkanı Emin Bağcı, kendi imkânları ile seslerini duyurmaya çalışıyor.
Uyarısını eksik etmiyor üstelik:
- Esnaf; özellikle bakkal esnafı haksızlıkları unutmaz. Sırası geldiğinde, haksızlığa uğratan herkese “one minute” diyerek, sıranın kendilerinde olduğunu bildirecektir.
Ne dersiniz?
Büyüklerin karşısında sürekli ‘kahraman bakkal’ diyerek övündüğümüz küçük esnafa, biraz olsun nefes aldırmak, mümkün değil mi?
- Heeeey! Seslerini dikkate alan var mı?

KAYNAK :